Objective: Idiopathic pulmonary arterial hypertension (IPAH) is a disease characterized by abnormal vascular changes in the pulmonary arteries, leading to elevated pulmonary artery pressure. In this retrospective study, we investigated the role of monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio in predicting IPAH and disease severity.
Methods: Thirty-three patients with IPAH were compared with the 25 healthy controls according to their demographic characteristics, laboratory and echocardiographic parameters. Baseline and year 1 data of patients with pulmonary hypertension who received drug-therapy were also compared. The predictive value of the monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio for IPAH and its change with disease severity were examined.
Results: The monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio was significantly higher in patients with IPAH (p=0.009). In receiver operating characteristic curve analysis, monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio >11.05% predicted idiopathic pulmonary hypertension. In drug-treated patients, monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio in year 1 was significantly lower than the baseline (p<0.001). Among the patients with pulmonary hypertension, the group in which risk stratification improved from high risk to low showed the greatest reduction in monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio. A significant positive correlation was found between the percentage reduction in monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio and the percentage reduction in pulmonary vascular resistance from baseline to year 1 (p=0.003).
Conclusion: Monocyte to high-density lipoprotein-cholesterol ratio may be a promising parameter in the assessment and management of patients with IPAH.
Amaç: İdiyopatik pulmoner arteriyel hipertansiyon (İPAH), pulmoner arterlerde pulmoner arter basıncının yükselmesine neden olan anormal vasküler değişikliklerle karakterize bir hastalıktır. Bu retrospektif çalışmada, İPAH ve hastalık şiddetini öngörmede monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranının rolünü araştırmayı amaçladık.
Yöntem: İPAH’li 33 hasta, 25 sağlıklı kontrol grubu ile demografik özellikleri, laboratuvar ve ekokardiyografik parametreleri açısından karşılaştırıldı. İlaç tedavisi alan PAH’li hastaların başlangıç ve 1. yıl verileri de karşılaştırıldı. İPAH için monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranının prediktif değeri ve hastalık şiddeti ile değişimi incelendi.
Bulgular: İPAH’li grupta monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranı anlamlı olarak daha yüksektir (p=0,009). Monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranının %11,05 seviyesi üzerindeki değerlerde İPAH öngördürücü olarak tespit edilmiştir. İlaçla tedavi edilen hastalarda, 1. yılda monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranı bazale göre anlamlı ölçüde düşüktür (p<0,001). İPAH’li hastalar arasında, risk sınıflandırmasının yüksek riskten düşüğe doğru iyileştiği grup, monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranında en büyük azalmayı göstermiştir. Monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranındaki azalma yüzdesi ile başlangıçtan 1. yıla kadar pulmoner vasküler dirençteki azalma yüzdesi arasında anlamlı bir pozitif korelasyon bulunmuştur (p=0,003).
Sonuç: Monosit yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol oranı, İPAH’li hastaların değerlendirilmesinde ve yönetiminde umut verici bir parametre olabilir.