Objective: The evidence base for extubation is limited, and some recommendations are based on traditional habits and expert opinion. We organized this study to provide an objective interpretation of the discussions regarding cuff deflation in extubation. Our aim was to reveal the results of maintaining positive airway pressure until tracheal extubation and removing the endotracheal tube with the halfdeflated cuff.
Methods: This study was approved by the local ethics committee and performed in accordance with the ethical standards of the Declaration of Helsinki. Written informed consent was obtained from the patient. Patients were randomized to one of two groups using a sealed envelope technique. In the control group, patients were extubated using the conventional method. In the study group, the pressure adjustment valve was set to 20-30 cmH2O, and positive pressure was maintained until extubation. After measuring the cuff pressure, the cuff was half-deflated, and the tracheal tube was removed.
Results: A total of 68 patients were included. There was no statistically significant difference between the groups in terms of complications except coughing.
Conclusion: The most important finding was the lack of a statistically significant difference between the two groups in terms of complications of extubation, except cough. This result is valuable because the main concern is laryngeal injury by a half-deflated cuff. We attributed the low incidence of cough to the excretion of irritants and the pressure gradient across the cuff after positive pressure. While there is a lack of clear data on laryngeal injury with an undeflated cuff, considering its advantages, it is reasonable to introduce this technique into daily practice.
Amaç: Ekstübasyon uygulaması için kanıt temeli sınırlıdır, bu nedenle bu konudaki bazı öneriler kaçınılmaz olarak geleneksel alışkanlıklara ve uzman görüşüne dayanmaktadır. Bu çalışmayı ekstübasyonda kafın indirilmesi ile ilgili tartışmalara objektif bir yorum sağlamak için düzenledik. Amacımız hava yolu cerrahisi geçiren hastalarda trakeal ekstübasyonda kafın yarıya kadar indirilmesinin ve pozitif hava yolu basıncının korunmasının sonuçlarını ortaya koymaktır.
Yöntem: Bu çalışma yerel etik kurul tarafından onaylandı ve Helsinki Deklarasyonu'ndaki etik standartlara uygun olarak yapıldı. Yazılı bilgilendirilmiş onam alındı. Hastalar kapalı zarf tekniği kullanılarak iki gruptan birine randomize edildi. Kontrol grubundaki hastalar konvansiyonel yöntemle ekstübe edildi. Çalışma grubunda basınç ayar valfi 20-30 cmH2O olarak ayarlandı ve ekstübasyona kadar pozitif basınç korundu. Kaf basıncı ölçüldükten sonra kafın havası yarıya indirildi ve trakeal tüp çıkarıldı.
Bulgular: Çalışmaya toplam 68 hasta dahil edildi. Öksürük dışındaki komplikasyonlar açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu.
Sonuç: Bu çalışmada en önemli bulgu öksürük dışında ekstübasyonun komplikasyonları açısından iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmamasıdır. Bu sonuç, temel endişenin havası tam inmemiş kaf ile larinks yaralanması olduğu düşünüldüğünde oldukça değerlidir. Çalışma grubundaki düşük öksürük insidansını, yarı sönük kaf tarafından irritan maddelerin atılımının kolaylaştırmasına ve pozitif basınçın sebep olduğu kaf proksimaline doğru olan basınç gradyanına bağladık. İndirilmemiş kaf ve pozitif basınç ile ekstübasyon sonrası laringeal yaralanma ile ilgili net veriler bulunmamakla birlikte, çalışmamıza dayanarak avantajları ve geleneksel uygulamanın potansiyel eksiklikleri göz önüne alındığında, bu tekniğin günlük pratiğe getirilmesi mantıklıdır.