Özet
Amaç: DPD (dihydropyrimidine dehydrogenase), mide, kolorektal ve meme kanserlerinin tedavisinde urasil, timin ve 5-florourasili parçalayan hız sınırlayıcı bir enzimdir. Bu çalışmada kemoterapiye bağlı toksisiteler ile DPD gen varyantları arasındaki ilişkiyi belirlemeyi, bu genetik farklılıkların sonuçlarını değerlendirmeyi ve DPYD genetik taramasını geleneksel kanser tedavi rejimlerine entegre etmeyi amaçladık.
Yöntem: DPYD geninin tedavi öncesi veya tedavi sırasında toksisiteye neden olup olmadığını araştırmak için 2015’ten 2018’e kadar altmış iki hasta dosyası geriye dönük olarak gözden geçirildi. Kapsamlı muayeneler için bilgilendirilmiş onam ve etik izin alındıktan sonra toplam 50 hasta alındı. Amaç, yan etkilerin genetik nedenlerini ortaya çıkarmak ve tedavi yanıtlarını daha iyi anlamaktır.
Bulgular: Elli kanser hastası üzerinde yaptığımız analiz, kemoterapide kullanılan floropirimidin bileşiklerine yanıt şiddetinin DPYD gen polimorfizmlerine bağlı olarak değiştiğini ortaya koydu. Bu mutasyonlar, diğer olumsuz etkilerin yanı sıra bağışıklık sistemlerini zayıflatabilen şiddetli nötropeniye duyarlılığı artırdı. Ayrıca IVS14 + 1G>A’nın, majör yan etkileri önleyebileceği için genetik taramanın planlama tedavisine dahil edilmesi gerektiğini gösteren yönetim üzerinde önemli bir etkisi olduğunu bulduk.
Sonuç: Dehidrojenaz gen polimorfizmine bağlı dihidropirimidin, 5-FU ile tedavi edilirken ishal, bulantı, anemi, tyrostitopeni, nötropeni grade 3-4 yan etkileri gelişen gastrointestinal kanser olgularında ortaya çıkmıştır.