Özet
Amaç: Halihazırda, yeni Şiddetli Akut Solunumsal Sendrom-Koronavirüs-2’nin neden olduğu pandemi döneminde toplum kaynaklı enfeksiyonlara neden olan solunum yolu virüslerinin insidansı hakkında çelişkili veriler bulunmaktadır.
Yöntem: Bu çalışmaya, Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) pandemisi öncesi dönemde (Ekim 2019-Mart 2020) ve COVID-19 pandemisi sonrası dönemde (Ekim 2020-Mart 2021) respiratuvar sinsityal virüs (RSV) mevsiminde şüpheli toplum kökenli yenidoğan pnömonisi nedeniyle yenidoğan yoğun bakım ünitesine kabul edilen hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Toplam 869 hasta kaydı tarandı. COVID-19 pandemisi öncesi dönemde 70 hasta (%22) ve COVID-19 pandemisi sonrası dönemde 15 hasta (%6,8) seçim kriterlerini karşıladı ve analize dahil edildi. COVID-19 pandemisi öncesi ve sonrası dönemde sırasıyla hastaların %57,1 ve %73,3’ünü erkekler oluşturuyordu (p=0,245), doğumdaki ortalama gebelik yaşı 37±2 ve 35±3 haftaydı (p=0,007), ortalama doğum ağırlığı 3045±601 ve 2386±840 g (p=0,001), doğum sonrası ortalama başvuru yaşı 9±3 ve 7±1 gün (p=0,177), hastanede kalış süresi ortalama 9±3 ve 7±1 gün idi (p=0,023). COVID-19 pandemisi öncesi dönemde 42 (%60) hastada, COVID-19 pandemisi sonrası dönemde 2 (%13,3) hastada RSV tespit edildi (p=0,001).
Sonuç: COVID-19 sonrası dönemde toplum kökenli pnömoni nedeniyle hastaneye yatışlarda 3 kat azalma gözlendi. COVID-19 pandemisi sırasında maske kullanımı, el yıkama, sosyal mesafe ve sokağa çıkma yasağı gibi kurallara sıkı sıkıya uyulması neonatal pnömonideki azalmayı açıklayabilir.